Özürlü çocuğunun bu dünyada en çok istediği şey top oynamakmış. Fakat mahalle çocukları onu oyuna bir türlü almıyorlarmış. Garibim saha kenarına oturuyor, içini çekerek onları seyrediyormuş. Bıkmadan usanmadan; “Ben de oynasam.” diyor, ama her seferinde tersleniyormuş. Birgün bütün cesaretini toplayıp takım kaptanına sormuş:
– Bir kere olsun sizinle oynayamaz mıyım?
Kaptan, çocuğa alaylı alaylı sırıtarak demiş ki:
– Evet oynarsın, ama şansın varsa.
– Ne şansı?
– Bak… Eğer kar yağarsa ve bir arkadaşımız hasta olur gelmezse, onun yerine seni alırız, tamam mı?
Çocuk, bu küçücük işarete bir sevinmiş bir sevinmiş ki, sormayın. Bir ümitle koşarak eve gelmiş.
– Anne kar ne zaman yağar?
– Kışın yağar oğlum.
– Yarın yağsa?
– Yavrum, Haziran’da karın yağdığı nerde görülmüş.
– Peki karı kim yağdırıyor?
– Elbette Allahü teâlâ.
– Ben ondan istesem?
– Sen karı ne yapacaksın?
– Eğer kar yağarsa arkadaşlarım beni oyuna alacaklar.
– Öyle mi?.. Ah yavrum benim!..
Çocuk, odasına çekilmiş, öyle içten ama öyle içten bir duâ etmiş ki… Ve ne olmuş biliyor musunuz? Kar yağmış kar.
Herkes şaşırmış, ama kaptan işin farkındaymış. O günden sonra onu hep takımına almış.
Haziran’da Kar istemek Masalını sesli dinlemek için Aşağıdaki yürüt butonuna Tıklayınız.