Doğruluk Vadisi Masalı
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, güzel dağların eteklerinde küçük bir köy varmış. Bu köyde yaşayan herkes birbirine çok bağlıymış. Köyün okulu ise minik çocukların cıvıltılarıyla dolup taşarmış. Okulun en sevilen öğretmeni, Bilge Öğretmen adında bir hanımefendiymiş. Bilge Öğretmen, sadece dersleri değil, yaşamı da öğretmeyi çok severmiş.
Bir gün Bilge Öğretmen, sınıfında bir ders yapmaya karar vermiş. O gün derste, dürüstlük hakkında konuşacakmış. Çocuklara dürüstlüğün ne kadar önemli olduğunu anlatmanın en güzel yolunun bir masal olduğunu düşünmüş ve başlamış anlatmaya:
Bir zamanlar doğruluk vadisinde yaşayan bir çocuk varmış. Bu çocuğun adı Mert’miş. Mert, arkadaşları ve ailesi tarafından çok sevilirmiş, çünkü her zaman doğruyu söylermiş. Bir gün, Mert’in arkadaşı Zeynep, ona yalan söylemenin eğlenceli olduğunu ve insanları kandırmanın zararsız bir şey olduğunu söylemiş. Mert, önce buna inanmak istememiş ama merak etmiş: ‘Acaba gerçekten yalan söylemek bu kadar eğlenceli mi?’**
Zeynep’in ısrarlarına dayanamayan Mert, bir gün annesine küçük bir yalan söylemiş. ‘Derslerim bitti, o yüzden dışarı çıkıyorum,’ demiş ama aslında dersleri bitmemiş. O anda hiçbir şey olmamış, annesi ona inanmış. Ancak Mert’in içini bir huzursuzluk kaplamış. İçinden bir ses sürekli ona, ‘Doğruyu söylemeliydin,’ diyormuş.
O gece, Mert uyuduğunda garip bir rüya görmüş. Rüyasında, Doğruluk Vadisi birdenbire değişmiş, her yer karanlığa gömülmüş. Ağaçlar eğilmiş, kuşlar susmuş, nehirler kurumuş. Rüyasında bir bilge, ona şöyle demiş: ‘Yalan söylemek vadimizi karartır. Her yalan, bir yıldızın sönmesine, bir çiçeğin solmasına neden olur.’
Mert, korkuyla uyanmış ve hemen annesine koşmuş. Annesine her şeyi itiraf etmiş. Annesi, Mert’i kucaklayıp şöyle demiş: ‘Yalan söylemek, bir süreliğine gerçeği gizleyebilir ama sonunda içimizi karartır. Doğruluk her zaman ışık getirir, sevgili oğlum.’
O günden sonra Mert, her zaman doğruyu söylemiş ve Doğruluk Vadisi yeniden ışıldamış.”
Bilge Öğretmen masalı bitirdiğinde, sınıftaki çocuklar derin bir sessizliğe bürünmüş. Her biri, Mert’in rüyasındaki gibi bir karanlıkla karşılaşmamak için yalan söylememenin ne kadar önemli olduğunu anlamış. Öğretmenleri ise onların gözlerine bakarak, doğru yolu bulacaklarını bilerek gülümsemiş.
Ve o günden sonra, küçük köydeki çocuklar, yalanın hiç kimseye fayda getirmediğini, bilakis karanlık getirdiğini unutmamış. Çünkü yalan karanlıktı, doğruluk ise her zaman aydınlıktı.
Gökten üç elma düşmüş; biri masalı yazana, biri anlatana, biri de gerçeği her daim bilenlere…