Yavru Deve Masalı
Var var iken, yok yok iken, biz yokluk içinde sürünürken… Uzak bir memlekette, bir deve çiftliğinde sevimli bir deve ile ailesi yaşarmış. Bu ailenin küçük bir de yavrusu varmış. Anne deve, nereye giderse gitsin minik yavruyu da yanında götürür, ne yerse ona da yedirir, onu yetiştirerek hayatta kalması için ona deneyimlerini aktarırmış. Nerelerde yiyecek bulacağını, nasıl tehlikelerden korunacağını ona öğretmek ve göstermek için emek sarf edermiş.
Günlerden bir gün, kervan hazırlanmış, uzun bir yolculuğa çıkacaklarmış. Bütün yükleri anne devenin sırtına yüklemişler. Sıcak havanın da etkisiyle fazlasıyla zorlu geçiyormuş yolculukları. Yavru deve, tüm bunları umursamadan, hoplaya zıplaya doyasıya eğleniyormuş. Anne deve, yavru deveyi sık sık uyarıyor, yavaş olması gerektiğini söylüyormuş. Yavru deve ise, uyarıları hiç umursamadan hoplamaya, zıplamaya devam ediyormuş.
Bir süre sonra sıcaklar iyice bastırmış, anne devenin sırtındaki yükler gittikçe daha ağır olmaya başlamış. Derken birden bir kum fırtınası kopmuş. Yavru deve ilk kez böyle bir tehlikeyle burun buruna gelmiş. Bir ara annesinin yanına saklanır gibi olmuş. Fırtına biraz sonra durmuş ve anne devenin gözleri yavru deveyi arıyormuş. Bir ara yavru deveyi göremeyince çok korkmuş, üzülmüş ama biraz baktıktan sonra kum fırtınasının sürüklediği yavrusunun ona doğru koştuğunu görünce mutlu olmuş. Anne deve;
-“Ah yavrum, neden söz dinlemezsin? Az kaldı kaybolup gidiyordun.” demiş. Yavru deve;
-“Anne çok korktum, hiç böyle bir şey görmemiştim.” demiş. Anne deve;
-“Korkma yavrum, yanında ben varım.”
Yeniden yolculuğa başlamışlar ama yavru deve o kadar çok yorulmuş ki adım atacak dermanı kalmamış. Yavru deve;
– “Anneciğim, biraz daha yavaş yürüyebilir misin? Çok yoruldum, sana bir türlü ayak uyduramıyorum.” demiş.
Bunun üzerine anne deve:
– “Ah canım yavrum” demiş, ne yapabilirim? Halat benim elimde değil ki, halat başkasının elinde. O benim yavaş yürümemi isterse, yavaş yürürüm; hızlı yürümemi isterse de hızlı yürürüm. Dur dediği zaman durmak, koş dediği zaman koşmak zorundayım. İpler başkasının elinde olunca kaideleri o koyar unutma. Unutma da hadi hızlı yürü biraz. Yoksa azar işiteceğiz şimdi.”