Üç Küçük Domuzcuk

uc kucuk domuzcuk masali
Üç Küçük Domuzcuk Masalı

Bir zamanlar, anneleriyle birlikte küçük bir evde yaşan üç küçük domuzcuk varmış. Gel zaman git zaman küçük domuzcuklar artık büyümüşler, doğup büyüdükleri kulübeden çıkıp doğa hayatının içinde yaşamlarını sürdürmeleri gerekiyormuş. Günlerden Bir gün anne domuzcuk, yavrularını yanına çağırmış;

– Sevgili yavrularım, hepiniz büyüdünüz artık doğu büyüdüğünü bu evden ayrılma vaktiniz geldi. Doğa hayatının içinde kendi yaşamınızı sürdürmeniz gerekiyor. Sizlere bir tavsiyem olacak; bunu sakın unutmamanızı, her zaman bunu hatırlayarak yaşamınızı sürdürmenizi diliyorum; Ama sakın bunu unutmayın; “Ne iş yaparsanız yapın, her zaman en iyisini yapın.” demiş.

domuzcuklar yeni güne uyanınca anneleriyle vedalaşmak zorunda kalmışlar. Hüzünle ve heyecanlı bir bekleyiş içerisinde, ormana doğru yürümeye başlamışlar. Az gitmişler, uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler. Sonunda kendilerine ev yapabilecekleri güvenli bir yer bulmuşlar. Herkes evini nasıl yapacağını düşünmeye başlamış. İlk olarak küçük domuzcuk kararını açıklamış;

– Ben evimi samandan yapacağım demiş. Çünkü hem zahmetsiz hem de yapımı çok kolaymış. Evini çabucak yapıp, orman sakinlerinin yanına gidip oyun oynamak istiyormuş. En küçük domuzcuk saman balyalarını biriktirerek evini bitirmiş, diğer kardeşlerine seslenmiş;

– Heyy! Buraya bakın, ben evimi bitirdim!

En büyük domuzcuk, küçük domuzcuğun yanına gelerek;

– Sevgili kardeşim, “Bu yaptığın ev hiç güvenlikli değil. En küçük fırtınada ya da kurt saldırısında bu yaptığın evde korunamazsın.” demiş.

En küçük domuzcuk, annesinin öğüdünü dikkate almadığı gibi abisinin sözlerini de dikkate almamış. Bana bir şey olmaz merak etmeyin, demiş.

Sıra gelmiş ortanca domuzcuğa, o da evini keresteden yapmaya karar vermiş. Bulduğu dal parçacıklarını biriktirerek ahşaptan küçük bir ev yapmış. Küçük kardeşininkinden daha sağlam olmuş ama onun evine de çok güvenli bir ev denilemezmiş. Ortanca domuzcuk evini bitirdikten sonra abisini çağırmış, abisi yanına gelmiş.

– Sevgili kardeşim, “Evin güzel ama hiç de güvenlikli görünmüyor. Bir kurt saldırısında evin yıkılabilir.” demiş.

Ortanca domuzcuk;

– “Benim yaptığım eve hiçbir şey olmaz. Hepsini ceviz ve meşe ağacından yaptırdım. Siz kendinize bakın.” demiş.

En büyük domuzcuk, karar sizin. Annemiz hepimizi uyarmıştı, ne yaparsanız yapın, en iyisini yapın diye..

En küçük domuzcuk ile ortanca domuzcuk, evlerini kısa sürede bitirmişler, keyiflerine de diyecek yokmuş. En büyük domuzcuk ise hala evini yapmaya devam ediyormuş. Çünkü o evini sert kayalardan yapıyormuş. İki küçük domuzcuk, ağabeylerinin yanına gelerek; “Aman ağabey, senin yaptığın düpedüz korkaklık! Alt tarafı bir ev yapacaksın! Bu kadar zahmete ne gerek var? diye söylenmişler.

En büyük domuzcuk, kardeşlerinin bu sözlerine aldırmadan evini yapmaya devam etmiş. 1 haftanın sonunda sert kayalardan yaptığı evini anca bitirebilmiş.

Gel zaman, git zaman, bir gün aç bir kurt domuzcukların yaşadığı bölgeye gelmiş. Samandan yapılan kulübeyi görünce hemen içinde birinin yaşadığını anlamış. Küçük domuzcuk da kulübesinde uyuyormuş. Birden bire kurdun hırıltılarını duyup uyanmış.

Kurt kapıyı çalmış;

-Heyy domuzcuk! Kapıyı aç! Kapıyı açmazsan pençelerimle saman balyalarını parçaladığım gibi seni de parçalarım demiş.

Küçük domuzcuk;

– “Benim evim çok sağlam, hiçbir şey yapamazsın.” demiş.

Kurt, saman balyalarına pençesini vurduğu gibi balyaları dağıtmaya başlamış, küçük domuzcuk, can havliyle kendini dışarı atmış, doğruca ortanca kardeşinin kulübesine koşmuş.

Ortanca domuzcuk, kapıyı açtığı gibi küçük domuzcuğun kulübesine almış.

Küçük domuzcuk;

– “Kapıyı hemen kapat kardeşim, kurt buraya gelebilir.” demiş.

Ortanca kardeş;

– “Korkma, burası çok güvenli, kurt buraya gelemez.” demiş.

Küçük domuzcukın izini takip eden kurt, ortanca domuzcuğun yaptığı kulübeye gelmiş.

– “Heyy! açın kapıyı! Yoksa içeri gelirim, hepinizi pençelerimle parçalarım.” demiş.

Ortanca domuzcuk;

-“Korkma kardeşim, hiçbir şey yapamaz.” demiş.

Kurt, öfkelenmiş, pençeleriyle tahtaları sökmeye başlamış.

İki domuzcuk, aç kurdun elinden canlarını zor kurtararak, en büyük domuzcuğun evine sığınmışlar.

En büyük domuzcuk, küçük kardeşlerine kapıyı açarak onları içeriye almış. Küçük domuzcuklar korkudan tir tir titriyorlarmış. Ya kurt buraya da gelse, diye korkuyorlarmış.

En büyük domuzcuk;

-“Korkmayın kardeşlerim, burası çok güvenli. Kurt buraya gelse de bize bir şey yapamaz.” demiş.

Aç kurt, en büyük domuzcuğun kapısına dayanmış, kapıyı çalmış ama kimse kapıyı ona açmamış. Hırlamış, bağırmış çağırmış ama domuzcuklar hiç oralı olmamış.
En büyük domuzcuk;
– “Hain kurt, git buradan! Ne yaparsan yap, sen bu eve giremezsin, çünkü bu ev çok güvenlikli.” demiş.

Kurt ne kadar uğraşmışsa da, en büyük domuzcuğun sert kayalardan yaptığı evi yıkamamış. Aç kurt, eve girmek için başka çareler aramaya başlamış, evin üzerindeki bacayı görmüş, bacadan içeri girmeyi denemiş.

Kurdun çatıda olduğunu anlayan en büyük domuzcuk, kurdun bacadan girebileceğini anlamış. Derhal hemen bacanın altındaki şömineyi yakmaya karar vermiş. Kurt bacadan inerken, aşağıdan gelen duman boğazına kaçmış. Boğazına duman kaçan kurt, can havliyle kendini dışarı atmış ve ormanın derinliklerine doğru koşmaya başlamış. Aç kurdun saldırısından kurtulan küçük domuzcuklar, sevinçle birbirlerine sarılmışlar.

Bir süre sonra üç küçük domuzcuk, ormanda anneleriyle karşılaşmışlar. Başlarından geçen olayı annelerine anlatmışlar. En küçük domuzcuk ve ortanca domuzcuk annelerine sarılıp özür dilemişler.

– “Anneciğim, özür dileriz. Senin sözünü dinlemedik, az kaldı canımızdan oluyorduk. Şu kısacık zamanda çok şey öğrendik, çok haklıymışsın. “Ne yaparsak yapalım, en iyisini yapmalıyız.” demişler.Annesinin yanına giden en küçük domuzcuk haklıymışsın anneciğim bu dünyada ne yapıyorsak en iyisini yapmalıymışız.” demişler.

Annelerine söz veren küçük domuzcuklar, bir daha hiç tembellik yapmamışlar. Ağabeyleri gibi yaptıkları her şeyi özenle yaparak, en iyisini yapmaya başlamışlar. Küçük domuzcuklar O günden sonra hiç tembellik yapmamışlar. Çalışkan davranıp, ormanda mutlu ve güvenli bir yaşam sürdürmüşler..

Gökten üç elma düşmüş; biri domuzcuk ailesine, biri bu masalı okuyanın başına, biri de bu masaldan ders çıkaranın başına..